top of page

Sosyal işletme, yeni bir işletme türüdür. Günümüz dünyasındaki, neredeyse tüm özel şirketleri tanımlayan geleneksel, kar maksimizasyonuna dayalı işletmelerden veya hayırseverlerin bağışlarına bağlı olarak yaşayan ve kar amacı gütmeyen kuruluşlardan oldukça farklıdır. Aynı zamanda “sosyal kuruluş”, “sosyal girişim” veya “sosyal sorumluluk işletmesi” gibi sıklıkla kullanılan terimlerden de farklıdır.

(Yunus & Weber, 2010)

 

Sosyal ekonomi sektörünün bir parçası olan sosyal işletmeler piyasa ekonomisi içinde, sosyal fayda sağlamak ve toplumun amaçlarına katkı vermek amacıyla mal veya hizmet üreten örgütlerdir. Sosyal işletmelerin kabul edilmiş evrensel bir tanımı bulunmamakla birlikte ayırt edici karakteristik özellikleri; özel sektörün girişimci ruhu ile kombine edilmiş sosyal ve toplumsal amaçlar ile hareket etmeleridir.

Sosyal bir işletme kar arayışı içerisindeki dünyanın dışındadır. Hedefi, mal ve hizmet satışı da dahil olmak üzere, işletme yöntemlerini kullanarak sosyal bir sorunu çözmektir (Yunus & Weber, 2010).

Sosyal işletmeler; mülkiyeti kamuya ait olmayan ancak ticari amaçlar yerine sosyal amaçlar ile kurulmuş ve işletilen ekonomik örgütlerdir.

Sosyal ekonomi içinde yer alan işletme ve organizasyonlar yanda belirtilen üç kriteri sağlıyorlarsa pür sosyal amaçlı olarak nitelendirilebilir.

  • İşletme ve organizasyonların açıkça sosyal ekonomiye ait etik değerler ile hareket etmesi,

  • İşletmenin birincil amacının dezavantajlı kişilerin yaşam kalitesini geliştirmek ve sosyal bütünleşmelerini mümkün olduğunca desteklemek olması,

  • Elde edilen karın ve kaynakların dezavantajlı kişilerin yararına uygun olarak yatırıma yöneltilmesi,

Eğer yukarıda yer verilen kriterlerin hiçbirisi sağlanamıyor ya da işletmenin birincil amacı ticari esaslara dayanıyor ise böyle bir işletme veya organizasyon sosyal amaçlı değildir. Eğer yukarıdaki kriterler kısmen sağlanmış ise işletme sosyal ve ticari amaçların her ikisini de ihtiva eden bir yapıdadır.

İki çeşit sosyal işletmeden bahsedilebilir. Bunlardan ilki, yatırımcılara ait olmakla birlikte, temettü-kar payı dağıtmayan, zarar da etmeyen, elde ettiği karın tamamını sosyal bir sorunun çözümü için yürüttüğü faaliyetini iyileştirmeye ve genişletmeye ayıran I. tip sosyal işletmelerdir. II. tip sosyal işletmeler ise, doğrudan doğruya yoksul insanların veya önceden belirlenmiş bir sosyal amaca özgülenmiş bir vakfın sahip olduğu kar eden şirketlerdir. Bu tip işletmeler gelir dağılımındaki adaletsizlikleri hafifletmeleri bakımından sosyal bir sorun olan yoksulluğun çözümüne yardımcı olurlar. Sahipleri ve aynı zamanda müşterileri yoksullar olan Grameen Bank bu türe örnek verilebilir (Yunus & Weber, 2010).

Sosyal işletmeler toplumun amaçlarına katkıda bulunmaları yönüyle önem arz ederler.

Sosyal işletmeler;
•    İş yaratmayı ve yetenek geliştirmeyi teşvik eder. 
•    Sosyal destekler için toplum kapasitesini artırır. 
•    Ekonomik büyümeyi ve komşuluk ilişkilerini yeniden canlandırmayı destekler. 
•    Çevreyi korur ve 
•    Dezavantajlı grupları hareketlendirir.

Almanya’da bulunan Grameen Yaratıcı Laboratuvarının yöneticisi Hans Reitz tarafından geliştirilen Sosyal İşletmenin Yedi İlkesi de, genel anlamda yukarıda belirtilen ilkelere paralellik göstermektedir. Reitz’e göre sosyal işletmelerin (özellikle I. Tip sosyal işletmeler) (Yunus & Weber, 2010); 

  • Amacı, kar maksimizasyonu değil, yoksulluğu veya insanları ve toplumu tehdit eden diğer sorun veya sorunları yenmek olmalı,

  • Mali yapıları, ekonomik açıdan sürdürülebilir olmalı,

  • Yatırımcıları, kar payı almamalı, yalnızca yatırdıkları tutarı geri almalı,

  • Yatırımcıların katmış oldukları sermaye geri ödendikten sonra kalan karları, yatırım ve iyileştirme harcamalarının finanse edilmesi amacıyla işletmede bırakılmalı,

  • Çevre bilinci olmalı,

  • İşçileri, piyasada geçerli olan ücret düzeyinden istihdam edilmeli, çalışma koşulları standardın üzerinde olmalı,

  • Bütün bu ilkeler gönüllü şekilde, iştiyakla yerine getirilmeli.

bottom of page